Translate

KÖYÜMÜZÜN TARİHÇESİ


BENLE KÖYÜNDE DOĞAN,RUS ÇARINI BİLE KENDİNE HAYRAN BIRAKAN PLEVNE KAHRAMANI PINARBAŞILI MİRLİVA (TUĞGENEREL) SADIK PAŞA

Mirliva (Tuğgeneral) Sadık Paşa Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’nın yaverlerindendir. Gazi Osman Paşa ile birlikte kahramanlık destanı yazmış, onunla beraber yaralı olarak esir düşmüş, Rus Çarı Nikola Gazi Osman Paşa ile birlikte yiğitliğine ve kahramanlığına hayran kaldığı Sadık Paşa’ya kılıcını geri vermiş sonra onu serbest bırakarak tekrar ülkesine göndermiştir. Bu gün Etnografya Müzesi olarak kullanılan Liva Paşa Konağı’nı o yaptırmıştır.

‘Sadık Paşa Pınarbaşı İlçesinin Erkemle (yeni adıyla Çakmışla) Köyünün Benle Mahallesi’nde 1813 yılında doğmuştur. Babası aynı köyden Mumcuoğlu Mehmet Bey’dir. Dedesi Abdullah Efendi’dir. Annesi ise Eflani Aday Köyü’ndendir ve Göğebakan ailesine mensuptur.

Sadık Paşa küçük yaşta önce dedesini, sonra babasını kaybetti. 14 yaşında iken (1827) askere alındı. Yapayalnız kalan annesi Eflani’deki köyüne dönerek evlenmek zorunda kaldı. Aday Çiftliği Sadık Paşa’ya annesinden miras olarak intikal etmiştir.‘Sadık Paşa 1827 yılında yeni kurulan Nizam-ı Cedid ordusuna kaydoldu. Kısa süre sonra Sadrazam Reşit Paşa’yla Tuna kıyılarına gitti. Rus savaşı sona erince baş kaldırmış olan Arnavutluk üzerine yapılan sefere katıldı. İsyan eden Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa üzerine gönderilen orduda görev aldı. 1827 yılından 1834 yılına kadar nefer, onbaşı ve çavuş olarak görev yaptı. 1835’te Mülazım-ı Evvel (Üsteğmen), 1837’de yüzbaşı oldu. Balkanlar ve Anadolu’da yapılan savaşlara katılarak rütbesi kademe kademe yükseldi. 1842 yılında Miralay (Albay) rütbesine terfi etti. 1876 yılında Gazi Osman Paşa’nın emrine girdi. Sırp İsyanı’nın bastırılmasında kahramanlıkları görüldü. 1877 Mayıs’ında Mirliva (Tuğgenerel) rütbesine yükseldi. Plevne’yi Gazi Osman Paşa’nın emrinde Ethem Paşa’yla birlikte 24 taburla Plevne’ye ulaşarak Plevne’yi kahramanca savundu.
‘ Plevne savunmasında Sadık Paşa 64 yaşındaydı. Gazi Osman Paşa ile birlikte esir düştü. Sadık Paşa Grivese, Ethem Paşa Bekovey tabyalarının kumandanıydılar. Bu iki paşaya Rus Çarı Prens Nikola kılıçlarını geri vermiştir.‘Sadık Paşa, 1879’dan sonra Kastamonu Askerlik Fırkası (Şubesi) Mirlivalığına (Tuğgenerelliğine), daha sonra da komutan vekilliğine atandı ve ölümüne kadar 15 yıl (1894) bilfiil bu görevde kaldı. “Liva Paşa” olarak tanındı. Cenazesi Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nin bahçesinde toprağa verildi. Kendisini yıkayan din görevlileri Paşa’nın mübarek gövdesinde 18 süngü, 9 kurşun yarası belirlediklerini gözyaşları içinde dile getirmişlerdir. Paşa’nın cenazesi Aşık Kemali ile aynı gün kaldırılmıştı. Mezarın çevresi demir süslemeyle çevrili olup mezar taşlarına yazılar çok güzel işlenmiştir.‘Sadık Paşa’nın Kars’ta evlendiği birinci eşinden Binnaz adında bir kızı, ikinci eşi Aişe Nefise Hanım’dan ise Mehmet Ali, Aişe Sıddıka ve Hasan Tahsin adlarında üç çocuğu dünyaya gelmiştir. Soyu dört çocuğundan devam etmektedir.‘Sadık Paşa Erkemle’nin (Çakmışla) Benle Mahallesi’nde çok nefis meyveler yetiştirmiş. Armutları meşhurmuş. Hayvanları ıslah etmiş. İyi cins manda yetiştirmiş. Kastamonu merkez Küpcügez Mahallesi’nde bu gün Etnografya Müzesi olan ve “Liva Paşa Konağı” diye bilinen yapı Sadık Paşa tarafından yaptırılmıştır.‘Yukarıda kısaca hayat hikâyesinden ve maceralarından bahsettiğimiz Sadık Paşa Hazreti Pir Camisi’nin bahçesinde yatıyor.
KAYNAK: İLYAS KARA OSMANLI’YA YÖN VEREN KASTAMONULULAR 38-39
SADIK PAŞA HAKKINDA


KÖY SAKİNLERİNDEN KÖYÜN TARİHİ

Kastamonu Pınarbaşı İlçesi Erkemle (Çakmışla) Köyü Benle Mahallesi’nde Mirliva (Tuğgeneral) Sadık Paşa hakkında kaynak kişi Remzi KÖSE, Sadık Paşa’yı doğrulamakta ve kendi babasının Şaban, dedesinin Rıza, dedesinin babasının, yani büyük dedesinin adının Şaban olduğunu anlatmıştır.
Büyük dedesi Şaban’ın Benle Mahallesi’ni Sadık Paşa’dan satın aldığını, Benle’de şimdi yıkılmış olan bir evin Paşa’nın evi, yine şimdi yıkılmış olan suyla çalışan değirmenin Paşa’nın Değirmeni adında yapılar olduğunu anlatmıştır. Bu değirmenin 2 yıl önce yıkıldığını ve yıkıntılarının hala durduğunu söylemiştir.
Eski yıllarda bina vergileri Özel İdare Müdürlüklerine ödenirdi. 1970 yılına kadar bu değirmenin vergisinin Özel İdareye ödendiği Remzi KÖSE tarafından ifade edilmiştir. Sadık Paşa’nın Eflani’nin Aday Köyünde armut yetiştirdiğini 2 yıl önce ölen Hacı Rıza KÖSE’den duyduğunu söylemiştir.‘Eflani Aday Köyü’nde Sadık Paşa’nın Çiftlik Kahyası Çerkez Sayit’in torunu Ziya ASLAN’ın anlatımları film olarak çekildi ve Ziya ASLAN’ın anlatımlarına göre büyük dedesi olan Çerkez Sayit’in Sadık Paşa’nın asker arkadaşı olduğunu, Sadık Paşa’nın büyük dedesi Çerkez Sayit’i çok sevdiğini ve Aday Köyün’deki çiftliğinden yer verdiğini, o zamanlar büyük dedesinin bekar olduğunu, köylülerin büyük dedesiyle iyi geçinmek ve dayanışma içinde olmak adına dedesini köyden bir kızla evlendirdiklerini, Sadık Paşa zamanından kalma armut bahçelerinin olduğunu, Paşa’nın iyi cins manda ıslah edip yetiştirdiğini; Yine Paşa’nın annesi tarafından olan Göğebakan sülalesinin 1934 yılında Soyadı Kanunu çıkınca Gök soyadını aldığını ve İstanbul Altınşehir’e göç ettiklerini, Altınşehir’de yaşadıklarını anlatmıştır. Ayrıca Sadık Paşa hakkında Kastamonu Şerriye Sicilleri’nde kayıt bulunmaktadır.
Sadık Paşa zamanında da kullanılan Karabük’ün Efleni İlçesi zamanın Aday Köyü İmamı Hüseyin Lütfi ERSOY tarafından yazılan “Eflani Tarihi ve Köyleri” isimli kitabında belirtildiğine göre en az 1050 yıllık geçmişi olan Pınarbaşı kadınlarının giydikleri özgün yöresel kıyafetler bulunmakta olup bu kıyafetler ülkemizde sadece Pınarbaşı ve Azdavay’da kullanılmakta, aynı kaynağa göre günümüzden 1050 sene önce Pınarbaşı ve Azdavay’dan insanlar alınarak Mekadonya’ya yerleştirildikleri belirtilmektedir.
Bu özgün kıyafet günümüzde hala Pınarbaşı ve Azdavay’da üretilmekte ve kullanılmakta olup ayrıca TRT-1’de yayımlanan Nuray YILMAZ’ın sunuculuğunu yaptığı “Gezelim Görelim Programı”nda gösterildiğine göre en az 1050 sene geçmişi olan bu özgün kıyafetler hala bu gün bile Mekadonya köylerinde üretimi yapılmakta ve kullanılmaktadır.

SADIK PAŞA’NIN ÇİFTLİK KÂHYASI ÇERKEZ SAYİT’İNTORUNU ZİYA DAYI İLE YAPILAN MÜLAKAT:

İsmail Akkaya: Ziya Dayı, Sadık Paşa hakkında bildiklerini anlatabilirmisin?
Ziya Aslan: Yanında asker miydi neydi bilmiyorum artık onu getirmiş buruya yerleştirmiş dedemi, büyük dedemi.
‘İsmail Akkaya: Dedene ne derlermiş?
‘Ziya Aslan: Çerkez Sayit derlermiş. Sayit’in oğlu olmuş Mehmet askerde şehit olmuş.
‘İsmail Akkaya: Sadık Paşa Aday Köyü’ndeki çiftliğini ne yapmış?
‘Ziya Aslan: Sayit Efendi’ye vermiş, Sayit Efendi’de torununa, babama bütün emlak, araziyi tapulatmış. Babamın üzerine tapular var duruyor.
İsmail Akkaya: Sadık Paşa hakkında neler duydunuz, başka bildiğiniz neler var? Mesela buradaki (Aday) ve Benle’deki faaliyetleri konusunda neler biliyorsunuz?
‘Ziya Aslan: Pek bir şey bilmiyorum, hatırlamıyorum aradan çok zaman geçti. Çerkez’i getirmiş yanına. Çiftlik Kâhyası olarak getirmiş. “Buraya sen bakacaksın.” Diyor, “sana ait” diyor. Sayit Efendi’nin de oğlu oluyor Mehmet isminde askere gidiyor gelmiyor. Mehmet Efendi’nin oğlu da mahir, yani babam oluyor. 1934’te Aslan soyadını aldık.
‘İsmail Akkaya: Benle Mahallesi’nde Hacı Rıza KÖSE vardı 2 sene önce vefat etti. Remzi KÖSE’ye Sadık Paşa’nın armut yetiştirdiğini söylemiş. Aday Köyü’nde yetiştirmiş armudu, doru mu?
‘Ziya Aslan: Aday Köyü’nde güzel armut bahçesi vardı, orayı babam başkasına devretti. Sadık Paşa’dan kalan bahçeydi, çök güzel armutları vardı. (*)‘

Not: Her hakkı yazarına aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.‘(*) Araştırmacı Kaynak Kişi: İsmail AKKAYAPınarbaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şefi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder